Merhabalar dostlar

Ben, bildiğiniz, tanıdığınız Yalçın Abi... Hani şu reality şovlarla ünlenen Yalçın Abi... 36 yıllık gazeteci, televizyon sunucusu, kitap yazarı, fotoğrafçı ve şimdi de Gümüşlük Rehberi'nin yöneticisi ve Gümüşlük habercisi...

Yaklaşık 3 yıldır Gümüşlük'te yaşıyorum. Gümüşlük Rehberi internet sitesini kurduk. Gümüşlük'te sokak sokak, tek tek tüm işletmeleri Gümüşlük Rehberi'ne girdik. Girmeye de devam ediyoruz. Sıra Bodrum ve Muğla geneline açılmaktı.. Yaptık, oldu. Bölgenin en çok tıklanan, okunan rehberi olduk. 2 yıl gibi kısa bir sürede bunu başardık. Büyümeye de devam edeceğiz... Bu sayfalarda sizlerle köşe yazılarımla da buluşacağım. Eleştiri ve önerilerinizi beklerim.

İletişim için lütfen TIKLAYIN

*****

Gümüşlük'te kim kazanır?

Herkes bana şunu soruyor; "Gümüşlük'te muhtarlığı kim kazanır?"

'İyi olan kazansın' diyorum. Çünkü, gerçekten iyi olan, gerçekten hizmet verecek, Gümüşlüğümüze katkı sağlayacak olan kazansın diye düşünüyorum. Ama, peki kim?

İki aday var. Biri mevcut muhtar ve yeniden aday Zeki Pay. Diğeri Gümüşlükspor Kulübü Başkanı Ahmet Faik Karakaya.

Bu bir yerel seçim

Sevgili dostlar, egemen medyanın ve seçim kampanyalarının gazına gelmeyin. Bu bir "Yerel seçim." Yani bana; çevre, imar, yeşil alan, yol, su, elektrik, alt yapı, sahil, kumsal, bank, çamur, çukur, çöp, sokak hayvanları, kanalizasyon, atık su, tabelalar, sokak lambaları, DKÖ'ler, STK'larla ilişkiler vs... konularında hizmet vereceğini iddia edenleri ve geçmişdeki çalışmaları değerlendireceğim.

Ben sonuçta "muhtar", "muhtar azaları" ve "belediye başkanı" oylayacağım. Yani Cumhurbaşkanı, milletvekili seçmiyorum. "Yerel yönetici" seçiyorum. Bu nedenle ilk durağım muhtarlık. Muhtar kelimesi Arapçadan bize geçmiştir. Anlamı da, "seçilmiş kimse"dir. Ve muhtar seçimlerinde partilerin bir rolü yoktur (olmamalıdır) ve partiler ile aday olunmaz. Azalar da da aynı durum söz konusudur. Muhtar adayları ile aza adaylarının siyasi parti bayrağıyla, desteğiyle, etkisiyle, dedikodusuyla, havasıyla seçime girmeleri yasaktır. Bu nedenle bana göre muhtarlık seçimi en özgün ve en özgür seçme hakkıdır.

Yani muhtara vereceğiniz oy siyasi bir tercih değil, mahallenizin hizmet kalitesiyle ilgilidir. Anayasa'da ve yasalarda muhtarın görev tanımı yapılmıştır. Ama en özüyle şöyledir;

... Gönüllülük esası ile mahalledeki kişilerin ihtiyaçlarını belirler,
... Mahallesinin ya da köyünün yaşam kalitesini artırır,
... Belediye, kamu kuruluşları ile iletişimleri sağlar,
... Mahallenin durumu ile ilgili olarak gerekli yerler ile iletişime geçer,
... Kurumlar ile iş birliği sağlamak gibi işleri yürütmekle mükelleftir.

İyi ama kime oy verelim?

Mahalle muhtarının bugüne kadarki hizmetine, vatandaşa yaklaşım ve muamelesine bakacaksınız. Aradığınızda, gittiğinizde ulaşabiliyor musunuz? Mahalleniz için ne yapmış? Bozuk yollar, kanalizasyon, alt yapı, sahil, kumsal, çöp, su, camii, kaldırım, sokak hayvanları, yoksullar, kimsesizler, yetimler, toplu taşıma, eğitim kurumları vs...

Kimileri diyor ki, "ama muhtarlığın bütçesi yok!.."

Doğrudur kardeşim, bütcesi yok ama maaşı var, ödeneği var, masası var, odası var, havası var, itibarı var, verdiği belge karşılığında aldığı parası var... Bütçesi yoksa, kalkacak, koşacak, uğraşacak, seçildiği yere hizmet edecek. Belediyeye gidecek, başkanın kapısına dayanacak, meclis üyelerini arayacak, hizmet isteyecek, hizmeti oyunu aldığı ya da alamadığı mahallelinin ayağına getirtecek. Getiremiyorsa toplantılar düzenleyip nedenlerini anlatacak. Biz de bileceğiz ki, hizmet neden gelmiyor ya da geliyor... Buna göre de bir sonraki adım olan belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği seçimlerinde bir karar vereceğiz... Yani oyumuzu bilerek vereceğiz, körü körüne değil...

Öyle değil mi?

İşte bu nedenle bu seçimlerde gerçekten de Gümüşlüğe hizmet edecek isim kazansın. Hizmet edene eyvallah. Hizmet edeceğini iddia edene de eyvallah. Yolu açık olsun tüm adayların...

Ama mühürü basmadan iyi düşünün...

Taa bir sonraki seçime kadar bir kereliğine mühür sizde..

İyi düşünün.

*****

Habercilik dersleri

Le Kabbak'ın marka üreticisi, güzel insan Hüseyin Özgül vefat etti. Biz haberi "Vefat etti" diye girdik ve "olay soruşturuluyor" dedik. Ama ne yazık ki çoğu web sitesi önce "intihar etti", "kendini astı" diye verdi. Sonra hepsi ama hepsi başlıklarını "vefat etti" diye değiştirdi.

Sevgili meslekdaşlarım, öncelikle "tık" almak için heyecanla yüklenmeyin. O ölen insanın ailesi, çocukları, yakınları var. Habercilik açısından bakınca savcının olay yeri inceleme tutanağı var. Tutanakta, "şüpheli ölüm" diyorsa ne yapacaksınız? Ya da gerçekten intihar etti. Olabilir.. Sadece daha çok tıklanma adına hunharca, dikkat çekmek için vahşice kelimeler seçerek haberin okunması için insanları dürtmeyin...

Yani benim 36 yıllık meslek hayatımda kulağıma küpe olan bir söz var;

"Önce insanım, sonra gazeteci."

Unutmayın.

YALÇIN ÇAKIR'IN DİĞER KÖŞE YAZILARI İÇİN TIKLAYIN